Osmanlı’da Kuyumcu Padişahlar

Osmanlı Devleti, ihtişam ve gücün simgesi olan bir yapı olması ile bilinirken devletin başında bulunan padişahlar birer yöneticiden çok daha fazlası idi. Zaman zaman at sırtında şehirler fetheden bazen de sarayında özel hobileri ile vakit geçiren padişahların bazılarının kuyumcu olduğunu biliyor muydunuz? 

Birbirinden özel mücevherleri işleyen ve en kaliteli seçenekleri ortaya çıkaran bu padişahların en kaliteli tasarımlarını eşlerine de hediye ettiğini bilmelisiniz. İnce ruhlu bir tasarımcı olmanın yanı sıra aynı zamanda güçlü bir asker de olmayı başaran Osmanlı padişahlarını herkes gibi siz de çok merak ediyorsunuz değil mi? Peki, Osmanlı’da hem at sırtında düşman kovalamış hem de sarayına döndüğünde birbirinden özel mücevherleri tasarlamış kuyumcu padişahlar kimlerdir? Bu padişahlar kuyumculuk mesleğini neden seçti? Kuyumculuk ile ilgilendikleri ürünlere ne yapıyorlardı? Gelin hep birlikte bu padişahların kim olduklarına ve neler yaptıklarına daha yakından bir göz atalım!

Yavuz Sultan Selim

Yavuz Sultan Selim ya da diğer adı ile I. Selim, Osmanlı yükselme dçneminin en önemli padişahlarından bir tanesidir. 8 yıllık padişahlık döneminde oldukça önemli fetihler gerçekleştiren ve halifelik makamının Osmanlı’ya geçmesini sağlayan bu padişah, at üstünde geçirdiği zamanlardan arta kalan sürelerde kuyumculuk işi ile uğraşıyordu. Birbirinden özel tasarımlar ortaya çıkarmanın da verdiği heyecanlar sarayın en değerli mücevherleri daima Yavuz Sultan Selim’in elinden çıkıyordu.

Cariyelerine ve sultanlara özel olarak işlenmiş eşyaları kendi elleri ile tasarlayan Yavuz sultan Selim’in sanatını icra ederken daha hassas çizgiler ortaya çıkarmak adına gözlük kullandığı da biliniyor. Yaptığı eserler günümüze ulaşmayı başarmasa da bu padişahın ünü bütün Türk dünyasında bilinmektedir. Güçlü bir asker olduğu gibi mahir bir kuyumcu olan Yavuz Sultan Selim 2 kuyumcu padişahtan birincisidir.

Kanuni Sultan Süleyman

Osmanlı Devleti’nin en görkemli padişahlarından bir tanesi olan Kanuni Sultan Süleyman, Osmanlı’nın en parlak döneminin yaşanmasına da zemin hazırlamıştır. Çok uzun bir süre Osmanlı padişahı olması nedeni ile gerçekleştirdikleri babası Yavuz’dan çok çok fazla olan Kanuni’nin kuyumculuk konusundaki başarıları da babasından daha öndedir.

Bir kuyumcu olarak tasarladığı özel parçalar dillere destan olan Kanuni Sultan Süleyman’ın sadece Türk kuyumculuk anlayışından beslenmediği biliniyor. Bu anlamda İtalyan kuyumculuğunun da eşsiz örneklerini ortaya koyan bir padişah olmuştur. Ortaya çıkardığı eserleri cariyelerine hediye ederken kendisi de yüzük ve aksesuar konusunda oldukça ön plana çıkan özelliklere sahiptir. 10 parmağında on marifet bulunan Kanuni Sultan Süleyman’dan sonra padişah olup kuyumculuk ile uğraşan herhangi bir padişah ortaya çıkmamıştır.

Osmanlı Padişahları Neden Kuyumculuk Yaptı?

Osmanlı padişahlarının kuyumculuk yapmasındaki temel amaç neydi sorusu oldukça önemlidir. Çünkü pek çok insan zaten bir padişah özelliğini taşıyan yöneticilerin neden bir meslek edindiğini merak eder. O halde gelin kuyumculuk mesleğini seçen padişahlar özelinde neden bir meslek ile ilgilendiklerine daha yakından bir göz atalım!

Osmanlı’da padişahlar devlet yöneticisi, baba ve insan olarak belli başlı görevler üstlenirlerdi. Şehzadelikten hükümdarlığa kadar bütün zamanını eğitim ile geçiren padişahların boş zamanlarında kendi hobi ve ilgilerinin üzerine gittikleri biliniyor. Bu anlamda bazı padişahlar marangozluk mesleğini icra ederken bazıları da hattatlık işini oldukça profesyonel bir şekilde gerçekleştiriyordu. Yani kuyumculuk bu padişahlar için bir meslek olmanın yanında aynı zamanda bir hobi olarak gerçekleştiriliyordu. Peki, hobinin dışında kuyumculuk mesleğinin seçilmesinde başka yönler var mıydı?

Osmanlı Padişahları ve Kuyumculuk

Osmanlı padişahları kendi emekleri ile ürettikleri ürünleri çoğu zaman satmayı tercih ediyorlardı. Pek çok insan paraya mı ihtiyaçları vardı ki diye düşünebilir. Ancak Osmanlı padişahları devletin parası olarak gördükleri hazineden kendi hesaplarına harcamalar gerçekleştirmezlerdi. Özellikle bir hayır işi yapılacaksa ya padişaha ait araziden ya da kendi ürettikleri ürünlerin satışından gelen paradan hayır işi yapılıyordu.

Osmanlı padişahlarının bu ince düşüncesi kuyumculuk sektörüne yönelen padişahların anlayışını da yansıtmayı başarıyor. Anadolu topraklarında filizlenen ve bu topraklardan koskoca bir imparatorluğa dönüşen Osmanlı’da böylesi ince düşünceler kuyumculuk sektörünün gelişmesine de zemin hazırladı. Bugün geriye dönüp bakıldığında kuyumcu padişahların pek çok altın ve mücevher tasarımcısına örnek olduğu görülüyor.